Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmelerinde konuştu. TİP Sözcüsü Kadıgil, 2018 yılından beri her yıl bütçe görüşmelerine katıldığını ve her yıl sorunları dile getirdiğini ancak geçen süreye rağmen en ufak bir iyileşme gerçekleşmediğinin altını çizerek “22 yıldır her şekilde bize Patronperver olduğunu gösteren bir iktidardan işçiler lehine bir şey beklemek beyhudedir” dedi.
Sera Kadıgil “Artık size herhangi bir taleple gelmenin bir anlamı yok. Çünkü sizler tarafsınız. Ben nasıl ki; bu ülkenin işçi sınıfından, emeğiyle, alın teriyle çalışan insanlarından tarafsam siz de patronların tarafındaki bir rejimin Bakanısınız. O yüzden ben size şunu yapın. Bunu yapın diyemem. Benim bu saatten sonra yapmam gereken tek şey işçilerin canını hiçe sayan bu ülkedeki emekçilere zerre önem vermeyen ve yalnızca ve sadece patronlara çalışan bu rejimden kurtulmak olabilir. O rejimin atadığı Bakanlardan bir şey beklemek beyhudedir” ifadelerini kullandı.
“ÇALIŞACAK KADAR ‘ŞANSLI’ OLAN KADINLARIN ÜÇTE BİRİ KAYIT DIŞI”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katıldığı bütçe görüşmelerinde söz alan Kadıgil “Ben size neden çalışamadığımızı, çalışırken neden öldüğümüzü, insanlık dışı şartlarda çalışıp emekli olmayı becerirsek nasıl açlıkla burun buruna kaldığımızı anlatacağım” dedi. Geniş tanımlı işsizliğin 8 milyona yaklaştığını belirten Kadıgil, “Kadınlara baktığımızda %30’a vuran bir işsizlikle karşı karşıyayız. Üstelik çalışan kadınların %32’si kayıt dışı çalışıyor, yani bu ülkede çalışmaya çalışan kadınların yalnızca üçte biri iş bulabilirken bu üçte bire girecek kadar şanslı olan kadınların da üçte biri yine kayıt dışı çalıştırılıyor” dedi.
“SON 1 YILDA KAÇ KREŞ AÇILDI?”
Kadıgil, kadınların çalışma oranın düşük olmasının sebebini toplumsal cinsiyet eşitliğine inanmayan bir iktidar olduğunu belirterek “Çünkü kadınların asıl işinin evde oturup çocuk bakmak olduğunu sanan bir rejim tarafından yönetiliyoruz ve kamu kreşi açılmıyor. Benim asıl sormak istediğim soru şu; Sayın Bakan, geçen seneden bu seneye kaç kamu dairesinde, kaç devlet dairesinde ve açmakla yükümlü olunan kaç iş yerinde kaç kreş açılmıştır?”
TİP Sözcüsü “Biz bu ülkede en iyi senaryoda asgari ücretle çalışıyoruz, bir ülkede çalışan insanların %50’si asgari ücretle çalışır mı arkadaşlar? Böyle bir tabloda Çalışma Bakanı ben işimi yapıyorum diyebilir mi” diye sordu.
Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğinin altını çizen Kadıgil sözlerine şöyle devam etti:
“Avrupa Birliği’ne baktığınızda bu oran %4 civarında. Daha da vahimi, bugün herhangi bir niteliği olmayan bir işte asgari ücretle çalışmanızla avukat ya da mühendis olarak çalışmanız arasında neredeyse bir fark kalmadı. Asgari ücret 11 bin 400 TL diye mutlu oluyorsunuz ve mutlu olmamızı bekliyorsunuz. Bugün açlık sınırı 13 bin TL. 4 kişilik bir ailenin sadece yemek yemesi için 13 bin TL gerekiyor. Üstüne kira, fatura gibi zorunlu ihtiyaçlar ile bu rakam 44 bin TL’ye çıkıyor. Yani şu anda bu ülkede aynı evde oturan 3 insan asgari ücretle çalışsa o hane hala yoksul bile sayılmıyor. Siz böyle bir ülkede bakanlık yapıyorsunuz.”
SINIF KIRIMI DEVAM EDİYOR: 1409 İŞ CİNAYETİ!
Kadıgil geçen yıl aynı koltukta bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir olduğu sözlerini hatırlatarak “Geçen yıl da söylediğim gibi bir sınıf kırım yaşanıyor. Evet Patronperver Cemiyeti gibi görev yapan Saray Rejimi yüzünden bir sınıf kırımı yaşanıyor. Bu yıl sadece ilk 9 ayda her gün 5 insan çalışırken öldü. Bu ölümlerin yüzde 98’i önlenebilirdi! Bu sene işlenen en az 1409 iş cinayetini neden engellemediniz? Engellenebilir yüzde 98 cinayeti neden engellemediniz?” diye sordu.
İş cinayetlerinin nedeninin denetlenmeyen iş yerleri olduğunun altını çizerek “İş güvenliği uzman sayısı 900’e çıkmış, 3 bin yerde denetim yapmakla övünülüyor. Bu ülkede 2 milyon iş yeri var. Son iki senede aldığınız iş müfettişi sayısı 300, sonraki senede Saray Rejimi’nin aldığı polis sayısı 30 bin. O yüzden bu ülkede insanlar ölüyor. Son 9 ayda ölen 14 yaş altındaki çocuk işçi sayısı 23. Her ay bu ülkede 14 yaş altındaki 2 çocuk sanayilerde, fabrikalarda, atölyelerde öldürülüyor. İş müfettişi istihdam etmediğiniz, denetim yapmadığınız için öldürülüyor” dedi.
“BU REJİM SENDİKALAŞMANIN ÖNÜNDE ENGEL”
Kadıgil, sendikalaşma önündeki engelleri de dile getirerek Sputnik’te çalışan gazetecilerin ve Agrobay işçilerinin sendikalaştığı için işlerinden atıldıklarını anlattı. Kadıgil şöyle konuştu:
“Mevcut rejim sendikalaşmanın önünü kesiyor. Örnek vereyim; Sputnik’te çalışan gazeteciler sendikalaştılar. TGS yetki aldı, yetki itirazında bulundu. Bunun üzerine Sputnik gazetecileri işten attı. 70 gündür onlarca gazeteci kapıda. Diğer bir örnek Agrobay işçileri. Buradan AKP’li, MHP’li İzmir milletvekillerine soruyorum… 50-60 derece sıcakta çalıştırılan kadınlar Tarım- Sen’e üye oldular diye işten atıldılar. Bir direniş başlattılar. Ayten var, Behice var görseniz o kadar özveriyle çalışan kadınları. Polis müdahalesinde Ayten’in ayak parmağını kırdılar mesela, biliyor musunuz? Bu şartlarda çalışıyor insanlar bu ülkede ve sendikalaşamıyoruz.”
0 Yorum Yapıldı