Bir kusurumuz var, vatandaşın kapısını yeterince çalamadık

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği üye katılım töreninde yaptığı konuşmada “Bizim bir kusurumuz var. Açık yüreklilikle ifade edeyim, yeteri kadar vatandaşın kapısını çalamadık. Kendi derdimizi anlatmak değil, onun derdini dinlemedik” ifadelerini kullandı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlediği üye katılım törenine katıldı.

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:

“Aramıza yeni yol arkadaşları geldi. Ve onlarla beraber yol yürüyeceğiz. Önce yeni gelen arkadaşlarıma şunu söylemek isterim; CHP’li olmak kolay bir şey değil. CHP’li olmak için önce adaletli olmak lazım. Mülkün temeli adaletse, devletin dini adaletse, adaletli olmak her CHP’linin temel görevidir. Demek ki birinci görevimiz, adaleti her aşamada bir şekliyle sağlayacağız.

Emine Şenyaşar. Şanlıurfa’da iki çocuğu ve kocası öldürüldü. Emine Şenyaşar Türkçe bilmiyor ama Emine Şenyaşar’a gittim. Adliye binası önünde aylardır bekleyen Emine Şenyaşar’a giden bir Genel Başkanım. Emine Şenyaşar belki hayatında hiç CHP’ye oy vermedi ama bir haksızlıkla karşı karşıya kaldıysa ve ben siyaset yapıyorsam onun hakkını ve hukukunu savunmak zorundayım.”

‘CAN ATALAY’ MESAJI

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay için de mesaj veren Kılıçdaroğlu, “Aynı şekilde TBMM’de olması gereken bir milletvekili eğer bugün TBMM’de değil ve hapishanede tutuluyorsa onun hakkını ve hukukunu da ben savunmak zorundayım. Adaleti savunacağız ama kendimiz için değil. Sadece partililerimiz için değil, herkes için adaleti savunacağız” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “ücretsiz bir öğün yemek” uygulamasını kaldırmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Eğer gelir dağılımı adaletli değilse bir kısmımız çok varlıklı, bir kısmımız çok fakirsek varlıklıdan alıp da bir miktar olsa da fakire kaynak ayıramıyorsak o zaman siyaset yapmanın da anlamı kalmıyor. Bunu şunun için söyledim. Milyonlarca evladımız okula başladı. Tasarruf yapacaklar… Elbette devlet tasarruf yapar, elbette savurganlık yapmamalı. Ancak çocuğun boğazından tasarruf yapamazsınız.

Onların bir öğün beslenmelerini kestiler. Milyonlarca evladın bir öğün beslenmesinden hangi tasarrufu yapacaksın sen, tasarruf yapacaksan saraydan yap! Tasarruf yapacaksan lüks hayattan, altındaki makam arabalarından yap! Tasarruf yapacaksan 13 uçaktan yap! Ama siz kalkıyorsunuz okula yeni başlayan çocuğa bir öğün yemeği kısıyorsunuz. Neden? Tasarruf için, öyle bir şey olmaz.”

‘VATANDAŞIN KAPISINI YETERİNCE ÇALAMADIK’

Kılıçdaroğlu açıklamasında, “Bizim bir kusurumuz var. Açık yüreklilikle ifade edeyim” diyerek şunları anlattı:

“Biz bunları geniş kitlelere aktaramadık. Yeteri kadar söyleyemedik. Yeteri kadar vatandaşın kapısını çalamadık. Kendi derdimizi anlatmak değil, onun derdini dinlemedik. Onun sorunlarını nasıl çözeceğimizi yeteri kadar anlatamadık. Dolayısıyla bizim tarihi bir görevimiz var. Çalınmadık kapıyı çalmak zorundayız. Derdi olan insanın derdini dinlemek zorundayız. Onun derdine ürettiğimiz çözümleri ona aktarmak zorundayız. Böyle bir tarihi görevimiz var.”